Cumartesi, Mayıs 16, 2015

Sielu on Vapaus / Hayalhane


Hep aynı anı hayal etmeye çalışıyorum. Gözlerimin kırpışmasıyla boğuşmak istemesem de sımsıkı kapadım gözlerimi. Hep aynı an, aynı his ve aynı koku bir arada olsun diye uğraşıyorum, ancak kaçıyorlar zihnimden. Kafamın içinde onları kovalarken yoruluyorum ve pes ediyorum. Hafif bir nefes verişin ardından sırtımı boşluğa dönüp uykuya kendimi teslim ediyorum.

Ertesi gün beş dakika uyuyakalmışım hissiyle herhangi bir değişiklik olmaksızın açtığımda gözlerimi, huzur bulmak için gene o ana kaçmaya çalışıyorum. Olmuyor. Kalkıyor, yaşıyor ve yine uyuyorum.

Ve bir gün, zamanların birinde o hissi tekrar duyuyorum. Yanaklarıma değen ufak tomurcuklar ve rüzgâr... Ayaklarımın altında yeniden sertleşiyor beyazlıklar ve yeniden sırtımda, kalçamda ve romatizmalı bacaklarımda duyumsayabiliyorum o ıslak soğuğu. Göz kapaklarıma soğuk pamuk istifleri gibi doluyor, tıpkı eskisi gibi kar. Sıcak dudaklarıma deyince hal değiştirip çatlaklara dolabiliyor yine. O sessizliği duyuyor, görebiliyorum beyazlığı. Yüzümün kırışmasına umarsız davranarak tebessüm edebiliyorum. Bütün bunların arasında gerçeklik ile hayal, bir farkla ayrılıyor: Yattığım yerden üzerime atmosferin en naif cismi yağarken, kalkma zorunluluğu duymuyorum. Sonsuzluğun tek bir an ile sınırlandırılabileceği gerçeğini o anda anlıyor ve kalkıyorum.

Yağmur başladı. Karlar çözülüyor. Yapışkan bir ıslaklık balçıklaşıyor kalktığım yerde. Sessizlik son buluyor ve rahatsız eden tekrarlı bir ses başlıyor: şıp şıp. Görünmez çatılardaki karlar, yer çekimine ve yağmura yenik, eriyorlar. Neresi olduğunu bilmediğim bir yere dönüyorum, zorunluluk duygusuyla sevdiğim bir yer olmalı. Döndüm. Yatağımın ucundan kendime bakıyorum, gözlerim açık. Havayı kaçacakmış gibi soluyorum ve hiçbir yerim gözükmediği halde çıplağım. Yağmurun beni gitgide soluklaştırdığı anlarda kendim, gözlerini kapıyor usulca.

Ertesi gün beş dakika uyuyakalmışım hissiyle herhangi bir değişiklik olmaksızın açtığımda gözlerimi, huzur bulmak için gene o ana kaçmaya çalışıyorum. Olmuyor. Kalkıyor ve yaşıyorum. Neden o ana gidemediğimi düşünüyor ve üşüyorum. Çıplağım, gözlerim açık ve havayı kaçacakmışçasına soluyorum. Sanırım unuttuğum bir şeyler var.