Hep aynı anı
hayal etmeye çalışıyorum. Gözlerimin kırpışmasıyla boğuşmak istemesem de
sımsıkı kapadım gözlerimi. Hep aynı an, aynı his ve aynı koku bir arada olsun
diye uğraşıyorum, ancak kaçıyorlar zihnimden. Kafamın içinde onları kovalarken
yoruluyorum ve pes ediyorum. Hafif bir nefes verişin ardından sırtımı boşluğa
dönüp uykuya kendimi teslim ediyorum.
Ertesi gün beş
dakika uyuyakalmışım hissiyle herhangi bir değişiklik olmaksızın açtığımda
gözlerimi, huzur bulmak için gene o ana kaçmaya çalışıyorum. Olmuyor. Kalkıyor,
yaşıyor ve yine uyuyorum.
Ve bir gün,
zamanların birinde o hissi tekrar duyuyorum. Yanaklarıma değen ufak tomurcuklar
ve rüzgâr... Ayaklarımın altında yeniden sertleşiyor beyazlıklar ve yeniden
sırtımda, kalçamda ve romatizmalı bacaklarımda duyumsayabiliyorum o ıslak
soğuğu. Göz kapaklarıma soğuk pamuk istifleri gibi doluyor, tıpkı eskisi gibi
kar. Sıcak dudaklarıma deyince hal değiştirip çatlaklara dolabiliyor yine. O
sessizliği duyuyor, görebiliyorum beyazlığı. Yüzümün kırışmasına umarsız
davranarak tebessüm edebiliyorum. Bütün bunların arasında gerçeklik ile hayal,
bir farkla ayrılıyor: Yattığım yerden üzerime atmosferin en naif cismi yağarken,
kalkma zorunluluğu duymuyorum. Sonsuzluğun tek bir an ile
sınırlandırılabileceği gerçeğini o anda anlıyor ve kalkıyorum.
Yağmur
başladı. Karlar çözülüyor. Yapışkan bir ıslaklık balçıklaşıyor kalktığım yerde.
Sessizlik son buluyor ve rahatsız eden tekrarlı bir ses başlıyor: şıp şıp.
Görünmez çatılardaki karlar, yer çekimine ve yağmura yenik, eriyorlar. Neresi
olduğunu bilmediğim bir yere dönüyorum, zorunluluk duygusuyla sevdiğim bir yer
olmalı. Döndüm. Yatağımın ucundan kendime bakıyorum, gözlerim açık. Havayı
kaçacakmış gibi soluyorum ve hiçbir yerim gözükmediği halde çıplağım. Yağmurun
beni gitgide soluklaştırdığı anlarda kendim, gözlerini kapıyor usulca.
Ertesi gün beş
dakika uyuyakalmışım hissiyle herhangi bir değişiklik olmaksızın açtığımda
gözlerimi, huzur bulmak için gene o ana kaçmaya çalışıyorum. Olmuyor. Kalkıyor
ve yaşıyorum. Neden o ana gidemediğimi düşünüyor ve üşüyorum. Çıplağım,
gözlerim açık ve havayı kaçacakmışçasına soluyorum. Sanırım unuttuğum bir
şeyler var.